DEHB genetik olarak kalıtılan, genetik özelliklerle çevresel biyolojik faktörlerin etkileşimi sonucunda beyinde nörobiyolojik bozukluklara yol açan bir hastalıktır.
DEHB oluşumunda genetiğin rolü % 80-90 dolaylarındadır. Ebeveynin çocuğuna hatalı davranması ile DEHB oluşmaz. Fakat anne-babanın hatalı tutumları DEHB belirtilerinde artışa veya DEHB’ye başka psikiyatrik sorunların eklenmesine yol açabilir. Genetik faktörler kişinin ileride DEHB olup olmayacağı konusunda en önemli belirleyicidir. Ancak kalıtım dışında bazı biyolojik faktörler de genetik yapıyla etkileşime girerek DEHB’nin ortaya çıkıp çıkmamasında etkili olurlar. Bu etkenler arasında en önemlisi annenin gebelikte sigara, kurşun gibi bazı zehirli maddelere maruz kalması ve doğum sırasında beyin hasarı olmasıdır.
Genetik ve çevresel biyolojik faktörlerin etkileşimi sonucunda beyninin ön bölgesinde oluşan bozukluk, kimyasal yapının da bozulmasına yol açar, çalışmayı düzenleyen kimyasal maddeler olan Dopamin ve Noradrenalin normalden daha az aktivite gösterir ve bunun sonucunda DEHB belirtileri görülmeye başlar.
Okul öncesi dönem: Dikkat eksikliği okul öncesi dönemde pek fark edilmeyebilir. Her şeyden çabuk sıkılan ve bıkan hiperaktif çocuklar, oyuncaklardan dahi sıkılıp kısa bir süre sonra onları parçalamayı tercih ederler.
Okul dönemi: Öğrenmeye karşı ilgisizdirler, ödev yapmayı sevmez, anne/baba ve öğretmenin zoruyla ödev yaparlar. Ödevleri yapmakta hayli zorlanırlar. Masanın başına oturamaz, otursalar dahi çeşitli bahaneler uydurarak (tuvalete gitme, su içme gibi) sık sık masa başından kalkarlar. Anne /babayı ders çalışırken sürekli yanlarında isterler. Üzerine aldıkları bir işi bitirmekte zorlanır, bir işi bitirmeden hemen diğerine geçerler. Kendileriyle konuşulduğunda sanki konuşanı dinlemiyormuş görünürler. Bir komutu birkaç defa söyledikten sonra yerine getirirler.
Ders sırasında dışarıdan gelen uyarılarla hemen dikkatleri dağılır. Ders dışı işlerle fazlaca ilgilenir, elindeki kalem, defter ve oyuncak gibi malzemeyle uğraşır, dersi takip edemezler. Sıkıldıkları için derste konuşma, arkadaşlarına laf atma ve garip sesler çıkarma gibi sınıfın dikkatini ve huzurunu bozacak davranışlar sergileyebilirler. Okuma ve yazma kaliteleri yaşıtlarından kötü, defter düzeni ve yazıları bozuk olabilir. Okurken sık hata yapabilir ve cümlenin sonunda kelime uydurabilirler. Unutkandırlar. Sınıfta sık eşya kaybederler, iyi öğrendiklerini düşündüğünüz bir bilgiyi de çabuk unutabilirler. Kendilerine uygun bir çalışma düzeni ve sistemi geliştiremezler. Okuma ve yazmayı genellikle sevmezler. Ders kitabı dışında hikaye ve roman türü kitapları okumaya karşı da isteksizdirler.
Yaşanan tüm bu öğrenme zorluklarına sınavlarda dikkatsizce yapılan hatalar eklenir. Sabırsızlıkları nedeniyle soruları hızlıca okur, tam okumaz veya yanlış okurlar. Bu nedenle çok iyi bildikleri bir soruyu dahi yanlış cevaplayabilirler. Test sınavlarında çeldiricilere kolaylıkla kanarlar. Özellikle ilkokula başladığı yıllarda sınav kağıdını öncelikle vermeyi marifet sayarlar.
Zeka düzeyi iyi olan ve ek olarak özel öğrenme güçlüğü olmayan çocuklar ilkokulun 3.ve 4.sınıflarına kadar derslerde sorun yaşamayabilirler. Çalışmadıkları ve dersi iyi takip etmedikleri halde notları kötü olmayabilir. Derslerin ağırlaşmasıyla birlikte başarıda ciddi düşüşler yaşanmaya başlanır.
Ev içinde günlük yapmaları gereken işler konusunda sorumluluk almak istemezler. Genellikle dağınıktırlar ve kurallardan hoşlanmazlar.
Aslında her çocuğun hareketli olması beklenir, koşar, düşer ve gürültü çıkararak oynar. Fakat DEHB olan çocuğun hareketliği aşırıdır ve akranları ile karşılaştırıldığında fark hemen anlaşılır. Genellikle bu çocuklar motor takılmış gibi sürekli hareket halindedirler. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjileri vardır. Yükseğe tırmanır, koltuk tepesinde gezer, ev içinde koşturur, dur sözünden anlamazlar. Sakin bir şeklide oynamayı beceremez, sakince oturamazlar. Oturmaları gerektiğinde ise elleri ayakları kıpır kıpırdır. Çok konuşur, iki kişi konuşurken sık sık lafa girerler.
DEHB doğru ve erken tanı konulduğunda son derece hızlı ve kolay tedavi edilebilen bir bozukluktur. İlaç tedavisi, anne-baba eğitimi, bireysel görüşme, aile tedavisi ve grup tedavisi DEHB’nin tedavisinde sık olarak kullanılan yöntemlerdir. Çocuk Psikiyatristi kişinin bireysel özelliklerini göz önünde tutarak bu tedavi yöntemlerinden hangilerini kullanılacağına karar verir.
Tedavide en fazla kullanılan ve en etkili ilaçlar uyarıcı (stimulan) ilaçlar: kısa etkili Metilfenidat (Ritalin ve Medikinet), uzun etkili Metilfenidat (Concerta ve Medikinet-Retard )ve nonstimülan ilaç Atomoxetindir (Strattera). Bunların dışında Risperidone (Risperdal), İmipramin (Tofranil), Fluoxetine (Prozac) ve Klonidin (Katapres) gibi diğer bazı psikiyatrik bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçlar da DEHB tedavisinde kullanılmaktadır.